ESC ile ekranı kapatabilirsiniz.

KöktürkçeKöktürkçe Türkçe'nin Özü

Sarı Uygurlarda Budizm

5.2.9. Sarı Uygurlarda Budizm

840 yılında Kırgızlar tarafından Karabalgasun’u kaybeden Uygurlar, kağan “Wu-cheih” öldürülünce yıkılmıştır. Kırgızlardan kaçan Uygurlar, Tibet tarafına göç etmişlerdir. Göç etikleri bölge Kansu şehri diye geçer. Bu yeni bölgede devlet kuran Uygulara da Kansu Uygurları veya Sarı Uygurlar denmektedir.

“Tun-huang. Çin’in Orta Asya’ya açılan en önemli kapısıdır. Çin akınları bu bölgeden geçerek Orta Asya’ya ulaşıyordu. Tun-huang, Çinlilerin adeta askeri garnizonu konumunda idi. Stratejik öne mi olmakla birlikte, aynı zamanda ticaret yollarını beslemek ve korumak için bu bölgeye “Çin kolonileri” yerleştirilmişti. Ulaşım, ticaret, askeri ve dini açıdan önemli bir bölge olan Tun-huang, Orta Asya ve Çin kültürlerinin birbirine benzeşmesi hususunda da önemli bir rol oynuyordu. Kansu Uygurları (Sarı Uygurlar), Orhun’daki Uygurlar gibi çadırlarda yaşıyorlardı. Göçebe ananeleri henüz değişmemişti. Şehrin güneyindeki dağlar, Uygurların hayvan sürülerine otlak vazifesi görüyordu. Uygurların, Mani ve Bu da dinlerinin etkisi ile savaşçılık ruhları kaybolmuştu. Ancak Şato Türklerinin yardımlarıyla San Uygurlar, Tibet ve Çin akınlarına karşı kendilerini korumasını bilmişlerdi.

Tun-huang’da bulunan Bin Buda mağaralarının iç kısımları değişik tarzda yapılmış resimlerle süslenmiştir. Bu resimlerin farklı üslupta olması, bölgenin farklı zamanlarda değişik sanat anlayışının etkisi altında kaldığını gösterir. Bunların en önemlisi Çinli sanatkârlar tarafından işlenmiş eserlerde görülen Çin tesiridir. Bunun yanı sıra Hindistan Gupta sanatı ve Gandhara sanatı bu mağaralarda kendisini hissettirmektedir. Aynı üslup Kotan ve Turfan bölgelerinde de görülmüştür.” (Güngör,2020:162)

Dinleri değişen Türkler, ruhlarını kaybeder ve yavaş yavaş, usul usul asimile olduğu için en önemli özellikleri olan savaşçı ruhlarını kaybetmiştir. Bunu Buda ve Mani dinlerinin etkisiyle çok hızlı kaybetmişlerdir.